Profesyonel kimliğimle atacağım ilk gönderi yine sosyal medyayla ilişkili olsun dedim, ve size ilk tartışma konumu getirdim. Buyrun, afiyet olsun. Ya da önce fotoğrafını çekip paylaşın, sonra yersiniz.
Sürekli internet ve sosyal medya kullanımının yarattığı bağımlılık ve olumsuz sonuçları hakkında bir çok bilgiye eriştiğinize eminim. Farklı açılardan ciddi olumsuz sonuçlar doğurduğu su götürmez bir gerçek olabilir. Peki bu sosyal medya bizi sadece delirtiyor mu yoksa iyileştirici bir yanı olabilir mi?
Herkesin rol yapıp sahte kimlikler yaratması üzerinden yapılan sosyal medya eleştirilerini gerçekçi bulmuyorum. Bu rol ve “sahte” kimlikler aslında bizim gündelik yaşamımızda da vardır ve kabul görme ihtiyacımız doğrultusunda ortaya çıkar. İnsan sevilme ve beğenilme arzusuyla doğar ve yaşar. Bir çocuk çıktığı ilk okul müsameresi sahnesinde gözleriyle ailesini arar. Çünkü bir çok şeye olduğu gibi başarılarımıza da tanıklık edilsin isteriz.
Dolayısıyla sosyal medya aynı zamanda bizim sevilme, beğenilme, kabul görme gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılar. Sosyal medya kullanımı bizim kendimizi iyileştirme girişimimizdir. Araştırmalar sosyal medya kullanımının yalnızlık hissini azalttığını ve aidiyet duygusunu sağladığını gösteriyor.
Şunu unutmamak gerek, insan her zaman kendisi için iyileştirici olanı bulmaya çabalar. Bulabilir mi? O da başka bir yazımın konusu olsun, siz de ekranı aşağı doğru kaydırmaya devam edin.
Uzm. Psk. Selin Kahvecioğlu