İçindekiler
ToggleBir olay karşısında verdiğimiz tepkiler tamamen bizim kontrolümüzde mi? Örneğin, önemli bir sunum yapmadan önce “Ya rezil olursam?” diye düşündüğünüzde hissedeceğiniz duygu anksiyete, davranışınız ise belki de sunumu ertelemek olur. Peki aynı durumda “Elimden gelenin en iyisini yaparım, hatalar da insanca.” diye düşünseydiniz? Bu sefer hissettiğiniz duygu heyecan, davranışınız ise kendinizi hazırlamak olurdu. İşte tam olarak bu mekanizmayı anlamak ve değiştirmek için Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) kullanılır diyebiliriz.
BDT, bilimsel temellere dayalı, kısa süreli ve yapılandırılmış bir terapi yöntemidir. Kişinin olumsuz düşüncelerini fark etmesini, bunları test etmesini ve daha gerçekçi düşünceler geliştirmesini sağlar. Yani zihnimizde otomatikleşmiş, bizi aşağı çeken düşüncelerin farkına varmamızı ve bunları daha sağlıklı hale getirmeyi öğretir.
BDT, 1960’lı yıllarda psikiyatrist Aaron T. Beck tarafından geliştirilmiştir. Beck, depresyon üzerine yaptığı araştırmalarda hastalarının sürekli kendileriyle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olduklarını fark etti. Örneğin, bir hasta “Ben değersizim.”, “Kimse beni sevmiyor.”, “Gelecekte de her şey kötü olacak.” gibi düşünceleri sürekli tekrar ediyordu. Beck, bu tür düşüncelerin otomatikleştiğini ve kişinin farkında bile olmadan zihninde sürekli tekrarlandığını keşfetti.
BDT’nin temelinde şu varsayım yatar:
“Düşüncelerimiz, duygularımızı ve davranışlarımızı belirler.”
Yani, eğer düşüncelerimizi değiştirebilirsek, duygularımızı ve davranışlarımızı da dönüştürebiliriz. Aynı zamanda davranışlarımız da düşüncelerimizi ve duygularımızı pekiştiriyor olabilir. O halde işlevsiz, zarar verici davranışları değiştirmek de bu döngüyü kırmamıza yardımcı olabilir.
BDT seanslarında bireyler, düşüncelerini fark etmeyi, test etmeyi ve dönüştürmeyi öğrenirler. Bunu sağlamak için terapide çeşitli teknikler kullanılır:
BDT’nin kullanım alanı psikopatolojiler ile sınırlı kalmayıp oldukça genişlemiştir. Ancak yıllardır süregelmiş ve etkinliği kanıtlanmış olduğu alanlar arasında şunlar yer alır:
BDT, yapılandırılmış ve kanıta dayalı bir terapi olduğu için, çoğu psikolojik ve psikiyatrik problemde etkili bir şekilde uygulanmaktadır.
BDT genellikle 15-20 seans süren bir terapi yöntemidir. Ancak sürenin uzunluğu danışanın ihtiyaçlarına ve çalışma temposuna bağlı olarak değişebilir.
Birçok kişi terapiye başladığında hızlı bir düzelme bekler, ancak BDT’de değişim yeni düşünme becerileri kazanmaya bağlıdır. Terapist, danışana kendi kendine yardımcı olmayı öğretir.
BDT’nin en büyük katkılarından biri, danışanın kendi terapisti olmasını sağlamaktır. Kişi, hayat boyu kullanabileceği bir düşünce yönetimi becerisi kazanır.
Şimdi kendine şunu sor:
BDT, insanın hayata dair düşünme biçimini değiştirme gücüne sahip olduğunu gösteren etkili bir terapi yöntemidir. Eğer olumsuz düşüncelerle sık sık başa çıkmakta zorlanıyorsan, BDT tam olarak sana göre olabilir.