‘‘İstismar bunu yapıyor işte insana. Beni, hayattaki bütün ucubeleri toplayan yapışkan bir yara bandına dönüştürdü. Kokusundan tanıdıkları kanayan bir yaraya…’’
‘’That was abuse does to you, you know… It made me this, sticking plaster for all of life’s weirdos. This open wound, for them to sniff at.’’
Bu sözler; uzun zamandır izlediğim en iyi Netflix yapımlarından olan Richard Gadd’ın yazıp yönetip oynadığı “Baby Reindeer” dizisindeki Donny Dunn karakterinden bir replik.
Nasıl oluyor da istismara uğramak, insanı yeni bir istismara daha açık hale getiriyor?
İstismar öylesine güç, öylesine yıkıcı olabilir ki elbette maruz kalanın benliğinde, kimliğinde, inançlarında ve davranışlarında da kalıcı yaralar bırakır. Bu yaralar da kanadıkça kişiyi hem kendine hem de diğerlerine karşı yıkıcı bir tutuma bürünmesine sebep olabilir; yaşamını istediği şekilde yönlendiremeyen, yanlış kararlar verebilen bir hale getirebilir.
Peki neden özellikle yaşantımızda karşılaşmak hiç de istemediğimiz o ‘’dehşet verici ve tanıdık’’ olan duyguya bizi sürükleyecek olayların içinde, kimselerin yanında kendimizi bulabiliyoruz?
Travmanın hem anlatılması hem de anlaşılması güç, ve bir o kadar da gerçek bu çelişkisi yıllar boyu araştırılmış ve tartışılmıştır. Bilinen o ki travmatik deneyimler; bizi bir yandan bu deneyimlerden güçlü bir biçimde kaçmaya iterken yine bizi benzer bir travmatik deneyimin kucağında bulmamıza neden olabiliyor. ‘’Travmanın Merkezi Diyalektiği’’ ile bu çelişkili durumu açıklayabiliriz. Dehşet verici olayı inkar etme isteği ile onu yüksek sesle ilan etme isteği arasındaki çatışma, psikolojik travmanın merkezi diyalektiğidir. İstismar mağdurunun bilincinin derinliklerine gömdüğü ve karşılaşmak istemediği o anının her bir farklı parçasıyla hayatının bir yerlerinde sürekli karşı karşıya gelmesi, böyle düşününce hiç de anlamsız değildir.
Siz de hayatınız boyunca karşılaşmak istemediklerinizden kaçıyorken birden kendinizi kaçtıklarınızın tam ortasında ve başrolde buluyorsanız yardıma ihtiyacınız olabilir.
Önemli not: Eğer istismar mağduruysanız dizinin bazı bölümlerinin başında verilen uyarıları dikkate almanızı, kendinizi duygusal olarak uygun hissetmiyorsanız izlememenizi öneririm.
Diğer not: Öncelikle Netflix çevirisine teesüf ediyor, sizi ‘’daha’’ doğru olduğunu düşündüğüm bir çeviriyle buluşturmanın haklı gururunu yaşıyorum.
Uzm. Psk Selin Kahvecioğlu